Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nde restorasyon ve koruma çalışmaları kapsamında birinci etapta III. Mehmet Türbesi, II. Selim Türbesi, III. Murad Türbesi, Şehzadeler Türbesi ve Muvakkithane Sıbyan Mektebi restorasyon süreçleri tamamlandı.

Bilim Kurulu ile yapılan toplantılarda, ikinci etap yapıları bütünsel olarak ele alındı ve bir iş programı hazırlandı. Bu kapsamda ilk olarak II. Bayezid minaresi ve cephelerde iskele alanı belirlendikten sonra standardına uygun ölçülerde çelik borulardan iskele kurulumu gerçekleştirildi. Kurulum sonrasında güvenlik amaçlı file kaplamaları yapıldı.

İş programında en hasarlı cephe olan kuzey cephe beden duvarlarından çalışmaya başlanıldı. Bir çalışma aksı oluşturularak ana kubbe ve yarım kubbelere iskele ve çalışma platformları ile bağlantılar tamamlandı. Bilim Kurulu kararı ile doğu cephe iskele çalışmaları da devam ediyor.

Proje onayından sonra II. Bayezid minaresi tekrar ayağa kaldırılacak

Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi Restorasyonu için Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ahmet Güleç, restorasyon çalışmalarına ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, II. Bayezid minaresinin hem statik hem de malzeme problemi olduğunu söyledi.

Güleç, ilk olarak minarenin malzeme problemi ile ilgili şerefe ve şerefe altına kadar sökülmesine karar verdiklerini belirterek, "Bu söküm işlemi yapıldıktan sonra minare örgüsünde zıvanalar olmadığı için, özellikle Zeynep Ahunbay hocamız sökümün devam etmesini, zıvana olup olmadığının kontrol edilmesini istedi. Birkaç sıra daha söktükten sonra bu minarenin zıvanasız, çift kenetli yapıldığı anlaşıldı ve burada söküm işi durdurularak, artık koruma bu haliyle nasıl yapılır, onun üzerine projeler hazırlandı. Proje onayından sonra koruma uygulaması, minarenin tekrar ayağa kaldırılması süreci devam edecek." dedi.

"Dua Taneleri" Çanakkale'de, sabır ve maneviyatla işleniyor! "Dua Taneleri" Çanakkale'de, sabır ve maneviyatla işleniyor!

Ayasofya'nın kuzey ve doğu duvarında olan malzemelerin nitelikleri üzerine çalışmaların devam ettiğine işaret eden Güleç, şöyle devam etti:

"Bunun için analizlere başladık. Onarımda kullanılan bazı malzemelerin çimento esaslı olduğu anlaşıldı. Zaten biliniyordu ama bu analizlerle teyit edildi ve bu kısımların sökümüne başlandı. İskele kurulum sürecinde de analizi yapılacak örnekler alınarak bir lejant tasarlandı. Mimarlarımız, sanat tarihçilerimiz görsel olarak veya yazılı belgelerden, kaynaklardan elde ettikleri bilgilere göre bir dönem analizi yapmıştı. Biz de bunu malzemelerle teyit etmeye çalışıyoruz ve bu konuda da bayağı ilerledik. Çok fazla analiz alındığı için bunlar uzun sürüyor. Arkadaşlarımız Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı merkez laboratuvarında bu analizleri yapıyorlar. Sonuçları birlikte değerlendiriyoruz ve dönemler halinde neresi ne zaman yapılmış bu konuda bilinmeyenleri de ortaya koymaya çalışıyoruz."

II. Bayezid minaresinde depreme karşı metal gergiler kullanılacak

Güleç, statik mühendislerine göre aslında Ayasofya'nın tüm minarelerinin sökülmesi gerektiğini, fakat eski eserlerin korunmasında bir takım prensipler olduğunu, bu yüzden de mümkün olduğu kadar sökmeden en az müdahale ile çalışmaların yapılması gerektiğini anlattı.

Yapının tüm minarelerinin sökülmeyeceğini aktaran Prof. Dr. Güleç, "II. Selim minaresinde, tuğla minarelerde genel olarak dışarıdan bir takım desteklerle depreme karşı önlem alınacak. II. Bayezid minaresinde söküm yapıldı ve burada depreme karşı kullanılacak gergiler gövde içinden düşünülüyor. Konu projelendirildi, kuruldan onay çıkarsa, gövde içinden devam ederek metal gergilerle minare, depreme karşı gayet sağlıklı hesaplanan değerlere ulaşmış olacak." diye konuştu.

Ahmet Güleç, yapının tarihi eser olmasından dolayı tüm çalışmaları hassasiyetle yürüttüklerini, Bilim Kurulu'nda da bu anlama çok tartışmaların olduğunu ve en doğrusunu yapmaya çalıştıklarını vurguladı.

Ayasofya'nın kubbesi açılacak

Bundan sonraki süreçte Ayasofya'nın kubbesinin üstten ihya edileceğine dikkati çeken Güleç, şunları kaydetti:

"Kubbenin alt tarafı mozaik, oralardan statik olarak müdahale etmek çok zor. Onun için üst kısımdan müdahaleler yapılacak ve kubbe sağlıklı hale getirilecek. Bununla ilgili çalışmalar, projelendirmeler de hemen hemen tamamlandı. Onaydan sonra üst kısma kubbeyi koruyucu bir çatı düşünülüyor. O da büyük bir uygulama olacak. Hesaplamaları şu anda yapılıyor. Böylece kubbeyi açtığımız zaman çevre koşullarından yağmurdan, kardan, sudan etkilenmeden uygulamalar yapılabilecek. Bu çalışmanın da mart, nisan gibi olacağını düşünüyoruz."

Güleç, yapılan tüm bakım onarım çalışmalarının Ayasofya'ya gelen ziyaretçileri ve ibadet edenleri rahatsız etmeden yürütüleceğini söyleyerek, "İçeride bir iskelet kurma durumu söz konusu olacak. Mecbur ona yapacağız. Çünkü içeriden de tavanı kubbe içinde desteklememiz lazım. Bunu da projelendirme aşamasındayız. Ziyaretçileri ve ibadet eden vatandaşlarımızı en az rahatsız edecek biçimde yapmayı düşünüyoruz. Makul iskele oluşturmaya çalışıyoruz." dedi.

Onarımlarda Osmanlı dönemindeki sıva kullanılacak

Onarım konusunda cephede kullanılacak derz ve sıva konusuna dair de Güleç, şu bilgileri verdi:

"Derz yapılacak kısımlarda kullanılacak malzemelerin analizleri devam ediyor. Bu konuda Vakıflar Genel Müdürlüğünün gayet güzel koordinasyonu var. Onlar da çok fazla acele etmiyorlar. Çünkü yapılan işler acele olursa sonuçta tekrar etmek zorunda kalır. Zaman ve emek ikiye katlanmış olur. Buna engel olmak için mümkün olduğu kadar emin adımlarla yürümeye çalışıyoruz. Şu anda söküm aşaması iki cephe için tamamlanmak üzere. Her dönem kendi doğru malzemelerini kullanmaya çalışmış. Bugün mesela 'çimentolu malzemeler bize zarar veriyor' diyoruz ama geçmişte onarımları yapan kişiler böyle düşünmemiş. Daha sağlam olduğunu düşünerek, o günkü koşullara ve bilgilerine uygun olarak davranmışlar. Biz de bugünkü koşullara, bilgilerimize, prensiplerimize uygun davranmaya çalışıyoruz. Belki yarın öbür gün de bizi tenkit edecekler, böyle bir şey de olabilir."

Prof. Dr. Güleç, genel olarak onarımlarda Osmanlı döneminde yapılan sıvayı kullanacaklarını belirterek, "Şimdiye kadarki elde ettiğimiz verilere göre, Ayasofya'da duvar yüzeyindeki koşullara baktığımızda sıvalı değil de derzli olduğunu söyleyebiliriz. Genel olarak en yoğun kullanılmış olan kısımlarda derz olarak ne harcıysa biz de onu kullanmaya çalışacağız. Ama sıva olarak düşündüğümüz zaman da Osmanlı'nın kullanmış olduğu sıvayı düşünüyoruz. Bugünkü koşullara yani daha dayanıklı olmasını sağlayacak biçimde kullanmayı düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.

Ana kubbe ve üst örtü çalışmaları hakkında

Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nde yapılan iş programında yapının üst örtü çalışmalarının ana kubbeden başlanarak alt kotlara inmesi planlanıyor. Bu kapsamda ana kubbenin kurşun örtüsünden ve altında bulunan tabakalarda tespit çalışmaları yapıldı.

Kurşun altı dokuda gözlemlenen düzensizlikler sonucunda, Bilim Kurulu kararı ile tüm kurşun örtünün kaldırılması, kubbe yüzeyinde mevcut durum tespitleri yapılması, yapısal analizler kapsamında gerekli olduğu takdirde güçlendirme çalışmaları yapılması planlanıyor. Devamında horasan sıva ve çamur sıva uygulamaları gerekli yerlerde tekrarlanarak kurşun örtü onarılacak.

Beden duvarları onarımları

Yapı cephelerinde hem sıvalı alanlar hem de tuğla ve taş cephe yüzeyleri bulunuyor. Cami cephe ve minarelerinde, taş, tuğla ve almaşık cephe yüzeylerinde bulunan, analizler ile özgün olmadığı tespit edilmiş olan horasan sıva ve muhdes çimento esaslı sıvaların raspası yapılması kararı alındı.

Bu doğrultuda çalışmalar başladı ve kuzey cephesinde raspa tamamlandı. Doğu cephesinde de çalışmalar devam ediyor.

Raspa ve derz temizlikleri sonrasında çıkan bulguların belgelenmesi kararı alındı. Tüm cephelerde dijital ölçümler yapılarak hasar ve malzeme paftaları hazırlanıyor.

Bilim Heyeti doğrultusunda gerekli görülen birçok noktadan malzeme numuneleri alındı ve müdahale kararları sonucunda sıva ve derz uygulamaları yapılacak.

Editör: Bahar Karakurt