Hem doğanın bir armağanı hem de kültürel bir değer olarak öne çıkan bu ağaç türü, sağlığa katkıları ve ekonomik değeriyle dikkat çekiyor.  

 FISTIK ÇAMININ DOĞAL YETİŞME ALANLARI  
Çam fıstığı, fıstık çamı (Pinus pinea) adıyla bilinen ağaçların meyvesinden elde ediliyor. Akdeniz sahil kuşağında, Anadolu’dan Portekiz’e kadar uzanan bir bölgede doğal olarak yetişiyor. Deniz seviyesinden 600 metre yüksekliğe kadar görülebilen bu ağaç, ülkemizde özellikle Bergama ve Kozak bölgelerinde yoğun şekilde bulunuyor. Çanakkale ve Biga Yarımadası’nda ise ormanlar, parklar ve yol kenarlarında sıkça rastlanan fıstık çamı, 25-30 metre boya ve 1,5 metre çapa ulaşabiliyor.  

Tepe tacı geniş ve kubbemsi olan bu ağaç, şemsiye şeklindeki yapısıyla diğer çam türlerinden kolayca ayırt ediliyor. Gövdesi, dalları ve kökleriyle adeta bir doğa şaheseri olan fıstık çamı, sadece görüntüsüyle değil, sunduğu lezzet ve faydalarla da kendine hayran bırakıyor.  

 ALTINDAN DAHA DEĞERLİ ÇAM FISTIĞI  
Çam fıstığının yetişme süreci oldukça uzun. Mayıs ayında döllenen kozalaklar, ancak üç yıl sonunda olgunlaşarak toplanmaya hazır hale geliyor. Ocak ve şubat aylarında toplanan kozalaklardan elde edilen çam fıstıkları, lezzet ve besin değerleri açısından benzersiz bir ürün sunuyor. Ancak Eylül aylarında bilinçsizce yapılan erken toplama işlemleri, ürün kalitesini düşürüyor.  

Çam fıstığı, sade şekilde tüketilebildiği gibi irmik tatlısı ve biber dolması gibi geleneksel lezzetlerin de vazgeçilmezi. Ancak en dikkat çeken özelliği, kilogram fiyatının altınla yarışacak kadar yüksek olması.  

 SAĞLIK İÇİN BİR DOĞA MUCİZESİ  
Çinko, magnezyum, E vitamini ve manganez bakımından zengin olan çam fıstığı, sağlıklı yağlar ve protein içeriğiyle de öne çıkıyor. Günde iki yemek kaşığı tüketildiğinde cilt ve saç sağlığını destekliyor, kalp ve sindirim sistemi üzerinde olumlu etkiler sağlıyor. Ayrıca kabızlığı önlemede, bağışıklık güçlendirmede ve şeker hastalığı riskini azaltmada etkili.  

 TÜRK MİTOLOJİSİNDE VE KÜLTÜRÜNDE AĞAÇLARIN YERİ  
Fıstık çamı, sadece bir besin kaynağı değil, aynı zamanda Türk mitolojisinde ve kültüründe derin anlamlar taşıyor. Eski Türk inancına göre doğadaki her varlık bir ruha ve öz’e sahiptir. Ağaç, yeryüzü, gökyüzü ve yeraltını birbirine bağlayan kutsal bir semboldür. Türklerin türeyiş efsanelerinde yer alan “Hayat Ağacı” motifinde olduğu gibi, yaşamın, doğumun ve sürekliliğin sembolü olarak görülür.  

Dalları, kökleri ve gövdesiyle hayranlık uyandıran bu ağaç, sadece doğal güzelliği değil, insanlık tarihindeki derin anlamıyla da bölge halkı için önemli bir yere sahip.  

 DOĞAL ZENGİNLİĞİMİZİ TANIYALIM  
Çanakkale ve Biga’nın zengin doğasında bulunan bu ağaç türü, hem doğaseverler hem de yerel halk için eşsiz bir değer sunuyor. Şemsiye formundaki yapısı altında piknikler yapıp gölgesinde dinlendiğimiz bu ağacı tanıyalım, koruyalım ve gelecek nesillere aktaralım.  

Fıstık çamının gölgesinde sadece bir ağacın altında oturmadığımızı, aynı zamanda bir kültür mirasının değerini yaşattığımızı unutmayalım.

Jandarmanın sadık dostları, operasyonlara zorlu eğitimlerle hazırlanıyor Jandarmanın sadık dostları, operasyonlara zorlu eğitimlerle hazırlanıyor

Muhabir: Bahar Karakurt