Biga Devlet Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Cem Direybatoğulları, yaptığı açıklamalarla Parkinson hastalığına dikkat çekti ve önemli bilgiler verdi.

“PARKİNSON SİNSİ İLERLEYEN AMA ÖLÜMCÜL OLMAYAN BİR HASTALIKTIR”

Kıkırdağından yapılan göğüs duvarıyla sağlığına kavuştu Kıkırdağından yapılan göğüs duvarıyla sağlığına kavuştu

Dr. Cem Direybatoğulları, Parkinson’un beyindeki dopamin üreten hücrelerin azalmasıyla ortaya çıktığını belirterek şu ifadeleri kullandı:  “Beynimizde hareketleri kontrol eden hücreler vardır. Bu hücrelerden dopamin adı verilen kimyasal madde salgılanır. Dopamin, beyne gelen bilgilerin sinir hücreleri arasında aktarılmasını sağlar ve bu sayede vücut dengesi korunur. Ancak bu hücrelerin bir kısmı hasar gördüğünde veya sayıca azaldığında dopamin yeterince salgılanamaz. Dopaminin azalması ise titreme, yavaş hareket etme gibi belirtilerle kendini gösterir. İşte bu tabloya Parkinson hastalığı diyoruz.”

HASTALIK YAVAŞ İLERLİYOR, BELİRTİLER ZAMANLA ARTIYOR

Parkinson hastalığının sinsi ve yavaş ilerleyen bir hastalık olduğunu vurgulayan Dr. Direybatoğulları, “Hastalık ortalama on yıl süresince yavaş yavaş ilerler. Ne ölümcül ne de felç yapıcıdır. Başlangıçta genellikle vücudun bir yarısında belirti verir, zamanla tüm vücuda yayılır. Her hastada belirtilerin şiddeti farklı olabilir” dedi.  

Parkinson’un genellikle 40 yaş sonrası görüldüğünü ve erkeklerde biraz daha sık rastlandığını belirten Direybatoğulları, ilk belirtiler arasında genellikle elde veya vücudun bir tarafında titreme olduğuna dikkat çekti.   “Titreme, istirahat halinde bile sürebilir. Ancak her titreme Parkinson değildir. Heyecan, sinir, stres gibi durumlarda görülen titremeler normaldir.”

HASTALIĞIN DİĞER BELİRTİLERİ NELER?

Nöroloji Uzmanı Dr. Cem Direybatoğulları, Parkinson hastalığında sık karşılaşılan belirtileri ise şöyle sıraladı:  
- Günlük hareketlerde yavaşlama  
- Yemek yerken veya yön değiştirirken zorlanma  
- Yazıların okunaksız ve küçük hale gelmesi  
- Yavaş yürüyüş, ayakların yere sürtmesi  
- Öne eğik vücut duruşu  
- Kısık ve donuk konuşma  
- Kolların yürürken sallanmaması  
- Kas ağrıları, depresyon ve ruhsal çökkünlük  
- Terleme, tansiyon düşüklüğü (hipotansiyon)  
- Yutma güçlüğü  

TANI KOYMAK UZMANLIK İSTER

Dr. Direybatoğulları, Parkinson hastalığı için özel bir laboratuvar testi ya da görüntüleme yöntemi olmadığını vurgulayarak şunları söyledi:  “Tanı koymak için hastanın ve yakınlarının verdiği bilgilerle yapılan nörolojik muayene büyük önem taşır. Uzman bir nörolog, bu bilgiler ışığında Parkinson teşhisini koyabilir.”
 “AMAÇ: HASTAYI BAĞIMSIZ HALE GETİRMEK”

Parkinson’un tedavisinde asıl hedefin hastayı daha bağımsız ve aktif hale getirmek olduğunu belirten Direybatoğulları, “İlaç tedavisi sayesinde titreme, kas sertliği ve hareketlerdeki yavaşlık büyük oranda düzelebilir. Ayrıca konuşma bozukluğu, yazma güçlüğü ve terleme gibi diğer belirtilerde de azalma sağlanabilir” dedi.

Hastanın psikolojik olarak desteklenmesinin de tedavinin önemli bir parçası olduğunu ifade eden Direybatoğulları, sözlerini şöyle tamamladı:  “Tedavide en az ilaç kadar önemli olan bir başka unsur da psikolojik destek ve moral motivasyondur. Aile ve hekimin iş birliği içinde olması, hastanın yaşam kalitesini ciddi şekilde artırır. Unutulmamalıdır ki; Parkinson son değil, birlikte aşılabilecek bir süreçtir.”

Muhabir: Gökçe Akkoç