Çanakkale Gastronomi Derneği Başkanı Kubilay Özben, Gelibolu sardalya konservelerinin tarihine dair önemli bilgiler sundu. Bu eşsiz lezzetin kökleri, M.Ö. 6. binyıla kadar uzanıyor. Marmara kıyılarında avcılık ve balıkçılıkla geçinen toplulukların yaşadığı bilinirken, bölgedeki balıkçılıkla ilgili en eski referanslardan biri de Antik Yunan’a ait. Sicilyalı gurme Archesthratus’un, "Helespontos’tan ne kadar uzaklaşırsanız, balık o kadar bozulur," şeklindeki açıklaması, boğazlardaki balık bolluğunun eski çağlardan beri bilindiğini gösteriyor. 

Beyaz Ruslar, Çanakkale’de anıldı Beyaz Ruslar, Çanakkale’de anıldı

Homeros’un da “Balığı bol olan Hellespontos’un sularında, canla başla kürek çeken erlerimi bir gör,” sözleriyle Çanakkale Boğazı'ndaki balık zenginliğini yücelttiği kaydediliyor. Antik dönemde özellikle ton balığı mevsiminde, Çanakkale Boğazı'ndaki ağların boş kalması nadir görülen bir durumdu ve neredeyse "şeytanın işi" sayılıyordu. Homeros’un bu betimlemeleri, bölgenin tarihsel olarak balıkçılık açısından ne kadar değerli olduğunu gözler önüne seriyor.

Gelibolu'nun tuzlu balık üretimi, sadece Antik Yunan’da değil, Roma İmparatorluğu’nda da büyük ilgi görüyordu. Roma döneminde, tuzlanmış balığa olan rağbet, balık salamurasının ucuz fiyatıyla birleşerek geniş kitlelere ulaşmıştı. Sardalya, Clupeidae familyasından bir kıyı balığı olarak, Roma İmparatorluğu döneminde balık sosu ve tuzlu balık yapımında yoğun şekilde kullanılıyordu.

Özben’in verdiği bilgilere göre, Gelibolu’daki sardalyaların boyu genellikle 12-15 santimetre arasında değişiyor ve bu sardalyalar, Akdeniz ve Atlantik sardalyalarına kıyasla daha küçük olmasına rağmen, konserve için ideal boyutlara sahip. Gelibolu sardalyalarının kutu konserveciliği için mükemmel bir lezzet sunduğu biliniyor.

1914 yılında, Gelibolu'da faaliyete geçen Camariani Frères, ülkemizdeki ilk sardalya konservesi üreticisi olarak kayda geçti. 1913-1915 yılları arasında, Osmanlı sanayi istatistiklerinde adı geçen bu firma, o dönemde büyük miktarda sardalya ihraç ediyordu. 1920'li yıllarda Gelibolu'da sardalya tuzlama ve zahire işleri yapılırken, 1928’de ilk Türk balık konserve fabrikası Alâeddin Kemerli tarafından kuruldu. 1936 yılına ait bir ticaret odası belgesinde ise, Nesim Benbaneste (lakabı Çorbacı) tarafından Çankaya kızlı marka sardalya fabrikasının kurulduğu belirtiliyor.

Bugün, Türkiye'de yalnızca birkaç firma sardalya konservesi üretmeye devam ediyor. Ancak, bu geleneksel lezzet, zamanla olgunlaşarak şarap gibi tadını geliştiriyor ve üç dört yıl içinde olgunlaşıyor. 

Özben, Gelibolu sardalya konservesinin tarihi ve kültürel mirasın önemli bir parçası olduğunu belirterek, bu eşsiz lezzetin korunması ve daha geniş kitlelere tanıtılması gerektiğini vurguladı. Bu yüzyıllara dayanan gelenek, sadece gastronomi açısından değil, aynı zamanda bölgenin ekonomik ve kültürel geçmişi açısından da büyük önem taşıyor.

Muhabir: SEVAL KÜÇÜKKURU