Evlatlarının şehadetlerinin üzerinden 30 yıl da 7 ay da geçse acıları dinmeyen anneler, Anneler Günü'nde Kayseri'de Kartal Şehitliği'nde çocuklarını ziyaret edip dua ediyor, mezarlara çiçek ekiyor.

Şırnak'ta 2004 yılında şehit düşen Jandarma Astsubay Kıdemli Çavuş Suat Sarı'nın annesi Güldane Sarı, AA muhabirine, oğlunun 3 aylık evliyken şehit olduğunu söyledi.

Acısının hiç dinmediğini ifade eden Sarı, "Günlük namazımda dua ediyorum. 'Eğer bir gün Suat'ıma dua etmezsem o gün Allah canımı alsın.' dedim. İnancımızla, dualarımızla dayanmaya çalışıyoruz, insanoğlu neye katlanmıyor ki. Acısı bitmiyor, biz ona kavuşana kadar da bitmez. Umudum yok, isterdim ki arasın, sorsun veya gelsin, elimi öpsün ama onlar yok. Biz geliyoruz mecbur. Her cuma gelmeye çalışırım, fırsat buldukça gelirim, aklım hep burada." diye konuştu.

Askerlikten önce oğlunun inşaatlarda çalıştığını, ayakkabı boyadığını anlatan Sarı, "Çok hayırlı bir evlattı, çalışırdı, parasını getirir, elime verirdi. Gecekonduda otururduk, yetiştiremezdik. Para verirdi sebze al diye, ihtiyaçlar için. Bütün haklarım helal olsun. Anneler Günü'nde yakınsa gelirdi, uzakta olsa arardı." ifadelerini kullandı.

"Ben onun çöpüne kıyamam"
Suriye El-Bab'da 2016 yılında şehit olan Piyade Uzman Çavuş Osman Çelik'in annesi Suriye Çelik de ağladığı zaman oğlunu rüyalarında göremediğini dile getirdi.

Akıllı, terbiyeli bir evlada sahip olduğunu anlatan Çelik, "Anneler Günü'mü kutlardı. Ankara'da askerlik yaparken Anneler Günü'ne denk gelmişti, acemiliğin ardından bana hediye alıp getirmişti. Her şeyini saklıyorum, yırtık ayakkabısını, tırnak makasını, anahtarını, tespihini... Ben onun çöpüne kıyamam. Sürekli geliyorum buraya, yokluğu çok zor." dedi.

"Anneler Günü'nde biz çocuklarımızın ayağına geliyoruz"
Hakkari Çukurca'da 21 yaşındayken 1996 yılında 16 arkadaşıyla karakol baskınında şehit düşen piyade er Hacı Sait Sönmez'in annesi Esma Sönmez ise uykularında, yediği yemekte her şeyde oğlunun olduğunu ifade etti.

İlk evladını şehit verdiğini belirten Sönmez, şöyle konuştu:

"Anneler Günü'nde biz çocuklarımızın ayağına geliyoruz, onlar gelemediği için. Allah'ın yanında daha kıymetlilermiş. Şehadetinin yıl dönümünde mevlit okuturum, doğum günlerinde gelirim. Onun aldığı hediyeleri muhafaza ediyorum. Her Anneler Günü'nde hediye alırdı. Birbirimize çok düşkündük, benim kız evladım yok, 4 oğlum vardı, en büyüğü Sait'imdi. O benim dert ortağımdı. Kanayan bir yara, hiç iyileşmeyen... Ben Anneler Günü'nü sevmiyorum, özel günleri sevemiyorum, bayramları da sevemiyorum. Çünkü Sait'im yanımda yok, buraya geliyorum, buraya gelip konuşuyorum sanki bana cevap veriyor gibi. 1997 yılında Kabe'ye gittik eşimle. Ben Medine'de Sait'imi açıktan gördüm, 16 kişi gelmişler, bir kamyonun içindeler. 'Nasıl geldin?' diyorum, 'Komutandan izin aldık geldik.' diyor."

Mardin Nusaybin'de 2016 yılında şehit olan Jandarma Uzman Çavuş Mehmet Polat'ın annesi Yıldız Polat da ilk çocuğunu kaybetmenin üzüntüsünü hala yaşadığını belirterek, "Gün bugün, saat bu saat, unutamıyorsun. Her zaman arıyorsun, acısı içinden hiç çıkmıyor." dedi.

"Benim elbisem artık siyah"
Suriye İdlib'de 2020'de şehit olan Piyade Uzman Çavuş İbrahim Albayrak'ın annesi Güler Albayrak ise oğlunun, düğününe 5 ay kala şehit düştüğünü anlattı.

Evladının, şehadetinden önce askeri bir yarışmaya katılmak için Ankara'ya giderken Kayseri'ye uğradığını aktaran Albayrak, bu gelişinde çeyiz alışverişi yaptıklarını, damatlığını aldıklarını ve düğün salonunu kiraladıklarını belirtti.

Gidişinden 20 gün sonra oğlunun şehadet haberinin geldiğini anlatan Albayrak, şunları kaydetti:

"Ben bir şeyler hissettim. Aynı gün kardeşim de vefat etti, öğlen kardeşimin ölüm haberini aldım, sabah saat 10.00'da oğlum şehit düşmüş. O gün İdlib'de 5 şehit vardı, ben onlara çok yandım, 'Kimin evine ateş düştü acaba?' diyordum. O arada telefon geldi, arkadaşları aradı, 'İbrahim şehit olmuş.' dediler. Kıyametin kendisiydi o gün. İbrahim gibi evlat bulunmazdı. Hediyesi bana sabahtan gelirdi. Kendi uzaktaydı ama hediyesi gelirdi, arardı, 'Ellerinden öperim anne.' derdi. İsyan etmedim, etmem, hiç sorgulamadım çünkü şehitlik benim oğluma yazılmış. Anneler Günü sabahı kalkardım, inşaatta çalışırdı o zamanlarda, kendisi yoksa çiçeği gelirdi. Hiç renkli giyinemiyorum, umreye giderken elbiseler almışlar açık renk. Umrede giydim ama normalde giyemem, kendime sığdıramam, benim elbisem artık siyah."

5 yıllık tedavinin ardından şehit olan gazi
Hakkari Şemdinli'de 2018 yılında Irak sınırında yaralanarak gazi olan ve 5 yıllık tedavinin ardından 2023 yılının temmuz ayında şehit olan Piyade Sözleşmeli Er İsmet Eraslan'ın annesi Özlem Eraslan da oğlunun yürüyemediğini, konuşamadığını, yemek yiyemediğini dile getirdi.

Ankara ve Kayseri'de tedavi gören oğluyla mimikleriyle anlaştığını anlatan Eraslan, "Mucizeydi İsmet, 5 yıl yaşaması mucizeydi. Biz Van'a giderken 'Ailesi gelmesin, sabaha şehit olur.' denilmişti. Önce Allah'ın izniyle sonra doktorların, benim ve babasının gayretiyle 5 yıl yaşadı." dedi.

Oğlunu bu dünyada yaşayan bir melek olarak tarif eden Eraslan, "Şehitler Allah'ın seçilmiş kulları oluyor ya gerçekten öyleydi. Beni hiç üzmedi keşke üzseydi, keşke kırsaydı ama hiç üzmedi. Askerdeyken arardı, 'Anne, Anneler Günün kutlu olsun, yanında değilim.' derdi. 'Olsun, senin varlığın yeter.' derdim, onun bana varlığı yetiyordu. O çok iyi bir evlattı." diye konuştu.

Eraslan, süreç boyunca devletin her kademesinden, şehrin yöneticilerinden büyük destek gördüklerini, doktorların çok gayret gösterdiğini belirterek, herkese teşekkür etti.

Oğlunun adının Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde bir odaya ve tramvay durağına verildiğini aktaran Eraslan, "Bu İsmet'siz geçen ilk Anneler Günü'm. Gözleriyle de olsa Anneler Günü'nü bilirdi. 5 yıl boyunca hep düzelecek umuduyla baktım ama olmadı. Deselerdi ki canını ver, hiç düşünmezdim, evlat böyle bir şey. Her şeyini herkesle paylaşırdı. Saldırıdan 20 gün önce izne gelmişti, şehitliğin yanında trafik ışıklarında beklerken 'Anne, buradan kendime ev alacağım.' dedi. 'Oğlum, burada ev yok ki' dedim. 'Anne, ben şehitlikten ev alacağım.' dedi. 'Öyle deme annem.' dedim. 'Anne, eninde sonunda ben buraya geleceğim.' dedi." sözlerine yer verdi.

Kaynak: ANADOLU AJANSI