Geriatrik Hematoloji Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Osman İlhan, "15 Eylül Dünya Lenfoma Farkındalık Günü" dolayısıyla AA muhabirine açıklama yaptı.

Vücudun bağışıklık sisteminin önemli bir parçası olan lenf bezlerinin yapısının çeşitli sebeplerle bozulmasıyla lenfoma hastalığının ortaya çıktığını anlatan İlhan, hastalıkta genellikle halsizlik, terleme, ateş, zayıflama ve lenf bezlerinde büyümenin ana belirtiler olduğunu, lenf bezi büyümesinin boyun, koltuk altı ve kasığın yanı sıra karın içerisinde ve akciğerde de olabileceğini ifade etti.

Türkiye'de her yıl yaklaşık 10 bin kişiye lenf kanseri teşhisi konulduğunu bildiren İlhan, hastalığın, tedavi edilebilir olduğunu söyledi.

Balıkesir’de Telefonu Çaldı, Çanakkale’de Hayatı Değişti! Balıkesir’de Telefonu Çaldı, Çanakkale’de Hayatı Değişti!

Lenfomanın "hodgkin lenfoma" ve "hodgkin dışı lenfoma" olarak iki türü bulunduğunu belirten İlhan, hodgkin dışı lenfomanın daha sık görüldüğünü aktardı.

İlhan, "Hodgkin, lenfomanın yüzde 20'sini, hodgkin dışı lenfoma ise yüzde 80'ini oluşturmaktadır. Bu lenfomaların tedavileri ve yaklaşımları değişiktir. Örneğin, hodgkin lenfoma gençlerde tek bir bölgede başlayıp sonra yayılıyor. Hodgkin dışı lenfoma ise ileri yaşta başlıyor ve birden fazla bölgeden yayılıyor. Hodgkin hastalığını genelde erken evrede buluyoruz hodgkin dışı lenfoma ise ileri evrede olabiliyor." diye konuştu.

"Cerrahi işlemleri, lenfomada sınırlı uygularız"

Tanı koymak için lenf bezlerinin alınarak biyopsi yapılması gerektiğini söyleyen İlhan, hastalığın evrelenmesi için de ileri tetkiklerin uygulandığını dile getiren Prof. Dr. İlhan, şöyle devam etti:

"Erken evrede radyoterapi uyguluyoruz ama eğer ileri evre söz konusuysa kemoterapi yapıyoruz. Cerrahi işlemleri lenfomada sınırlı uygularız. Çünkü lenfoma kemoterapiye cevap veren bir hastalıktır. Sadece tanı için lenf bezine gerek var. Tedavi şeması olarak, ABD ve Avrupa'da ne uygulanıyorsa Türkiye'de aynısını yapıyoruz ve tedaviler de ücretsizdir."

İlhan, erken tanının lenfomada çok önem taşıdığını, dolayısıyla bu konuda farkındalık olması gerektiğini belirtti.

Türkiye'de hematolojinin çok geliştiğini vurgulayan İlhan, bütün şehirlerde hematologların erken tanı koyup, hastaları tedavi edebileceklerini ifade etti.

İlhan, "Onun için ben hastalara 'Ankara ya da İstanbul'a gelmenize gerek yok. Oradaki hematolog arkadaşlarımız da gerekli tedaviyi yapıyor.' diyorum." ifadelerini kullandı.

Lenfomanın nüksetmesi durumunda tedavinin hastanın kendisinden veya gönüllülerden kök hücre nakliyle yapılabileceğini anlatan İlhan, hastalığın kökten çözülmesi için de hücresel tedavi yönteminin geliştirilmesine yönelik çalışmaların sürdüğünü bildirdi.

Erken teşhisle kısa dönemde lenfomayı yenen hastalarının olduğunu belirten İlhan, "Lenfoma sinsi bir hastalıktır. Her yaşta görülmektedir. Mutlak olarak erken tanı koyarsanız tedavisi mümkündür." diye konuştu.

4 buçuk ayda sağlığına kavuştu

Erken teşhis sonucu lenfomayı yenen kişilerden birisi de 39 yaşındaki iki çocuk annesi Melike Sürmen.

Sürmen de AA muhabirine, lenfoma olduğunu öğrenmeden önce 3 buçuk ay boyunca yaşadığı terleme, yüksek ateş, kilo kaybı ve bel ağrısı şikayetlerini basit sebeplere indirgediğini belirtti.

Bel ağrısının artmasıyla gittiği doktorunun isteği üzerine MR taraması yaptırdığını ifade eden Sürmen, "Karındaki ve boyundaki lenf bezlerimde büyüme çıktı. Boynumdan biyopsi yapıldı, inceleme sonucunda teşhis konuldu." dedi.

Teşhis konulduktan sonraki gün tedaviye başladıklarını aktaran Sürmen, şöyle devam etti:

"Tedavim toplamda 4 buçuk ay kadar sürdü. 8 seans akıllı ilaç, 6 seans da kemoterapiyle hastalığı yendim. Tedavim hiç aksamadı. Ben bu hastalığı kendime hiç yakıştırmadım. Sağlıklı yaşayan bir insan olduğum için böyle bir hastalığın benim başıma hiçbir zaman gelmeyeceğini düşündüm. 'Benim başıma gelmez' demeyelim. Eğer bir belirtiniz var ise mutlaka gecikmeden doktora başvurmanızda fayda var. Önemli olan bu teşhisleri ihmal etmemek. Daha ileri evrelerde çıksaydı bunların sonuçları daha ağır olacak. Belki aralarda farklı enfeksiyonlara yakalanacaktım. Bağışıklığım çok daha düşük olacaktı. Erken teşhis ile her zaman daha güçlü bir vücutla bu hastalığa girdiğiniz için atlatması daha kolay oluyor."

Prof. Dr. İlhan da Sürmen'in hastalık sürecine ilişkin şunları söyledi:

"Biyopsi yaptığımızda hodgkin dışı lenfoma tanısını koyduk. Onun onayını aldıktan sonra tedaviyi planladık. Melike Hanım'ın yaşına, hastalığının tipine ve patolojisine göre planlama yaparak tedavileri ilerlettik. Bu benim için çok mutluluk vericiydi. Biz klasik olarak tedavileri 6 seansta yapıyoruz. Erken dönemde başarılı olmasına rağmen hastalığı engellemek için 6 kürü de tamamladık. Şu anda kendisi gerçekten sağlıklı, kendi işine bakan ve çok başarılı bir anne olarak hayatına devam ediyor."

Kaynak: Anadolu Ajansı