Şişli'de yaşayan 2 çocuk babası Yurtseven'e, 2015'te gırtlak kanseri teşhisi konuldu. Ses tellerinden biri alındıktan sonra sağlığına kavuşan Yurtseven'in o dönem yapılan tetkiklerinde akciğerinde de zararsız denilen bir kitle görüldü.
Gırtlak kanseriyle ilgili kontrollerine devam eden Yurtseven, zararsız denilen bu kitlenin de peşini bırakmayarak her yıl aksatmadan tetkiklerini yaptırdı.
Yıllarca kontrollerinde bir sorun görülmese de 2022'de akciğerindeki kitlenin büyüdüğünü öğrenen Yurtseven'e, 7 yıl aradan sonra bu kez de akciğer kanseri teşhisi konuldu.
Hem yaşı hem de geçirdiği rahatsızlıklar nedeniyle yüksek risk grubunda bulunan Yurtseven'in uyutulmadan ameliyat edilmesine karar verildi.
Yurtseven, Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Cerrahisi Kliniğinden Göğüs Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Onur Derdiyok ve ekibinin gerçekleştirdiği "uyanık akciğer kanseri ameliyatı"yla yeniden sağlığına kavuştu.
"Ses telime baktım ki hiçbir şey yok. Onun mutluluğunu da yaşadım"
Kalbinde stent de olan Yurtseven, hastalığıyla ilgili yaşadığı süreci AA muhabirine anlattı.
Ameliyatta yaşanabilecek bir komplikasyon nedeniyle bir ses telini daha kaybetmek istemediğini ve doktorların da buna çok dikkat ettiğini belirten Yurtseven, "Ben ses telimi kaybetmek istemiyordum ama hocalar da hastanın en ufak bir zarar görmesini istemiyorlardı. Hocam ciğerlerimi, nefesimi bir hafta gözetim altında tuttu, daha sonra ameliyatımı gerçekleştirdi." dedi.
Yurtseven, ameliyatın ardından bir gün yoğun bakımda yattığını, ertesi gün de servise çıkarıldığını kaydederek, öncesinde yürüyemeyecek haldeyken ameliyat sonrası hastane koridorlarında rahatça dolaşabildiğini anlattı.
Uyanık akciğer kanseri ameliyatı esnasında her şeyi hatırladığını belirten Yurtseven, "Doktorlar ameliyatta soru soruyorlardı, yanıt veriyordum. En son baktım sedyede yoğun bakıma gidiyorum, bir bakmışım ameliyat bitmiş. İlk aklımda kalan da ses teliydi. Ses telime baktım ki hiçbir şey yok. Onun mutluluğunu da yaşadım. Şimdi gayet iyiyim." ifadelerini kullandı.
İki kanseri atlatmanın sevincini yaşayan ve doktorlara duyduğu minneti dile getiren Yurtseven, şöyle konuştu:
"Kanser lafını duyunca insan önce yıkılıyor. Kanser çok korkunç bir şey ama korkmasınlar. Zamanında doktorlarına giderlerse, tavsiyelerini dinlerlerse sağlıklarına kavuşurlar. Benim risklerim çok fazlaydı buna rağmen dimdik ayaktayım. Ben 40 yıl sigara kullandım. Doktorlarımız benden daha fazla çaba sarf etti. Onlar bu kadar çaba sarf etmese ben gitmiştim, canavar beni yemişti ama hocam o canavarı söküp attı, benden uzaklaştırdı."
Ameliyatta türkü mırıldayan da oluyor
Göğüs Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Onur Derdiyok da dünyada ve Türkiye'de akciğer kanserinin çok yaygın görüldüğünü ve sigara içenlerde KOAH gibi hastalıkların da olduğunu anlattı.
KOAH hastalarına akciğer kanseri tanısının genelde ileri seviyede konulduğunu belirten Derdiyok, "Ameliyat endikasyonları olan hastalarda bu kronik akciğer hastalıkları nedeniyle bazı anestezi veya ameliyata bağlı komplikasyonlar görebilmekteyiz. Bu durumdan dolayı son zamanlarda dünyada ve ülkemizde de uyanık akciğer kanseri ameliyatı yapılmaktadır." bilgisini paylaştı.
Ameliyatta lokal anestezi yapılan hastanın ağrı duymadığını anlatan Derdiyok, hastaların bilinci açık olduğu için komplikasyon oranlarının daha az görüldüğünü vurguladı.
Derdiyok, her hastaya uyanık akciğer kanseri ameliyatı yapılamadığını belirterek, şöyle devam etti:
"Hastanın psikolojik olarak daha sakin bir yapıda olması ve çok tecrübeli bir anestezi hekimi gerekmektedir. Bazı hastalara epidural dediğimiz lokal anestezi çeşitli nedenlerle yapılamamaktadır. Uyanık ameliyat yaptığımız hastalarda gördüğümüz en güzel şeylerden biri erken taburcu olmaları, erken mobilizasyon ve bununla birlikte normal hayatına daha erken atılmaları. Uyanık ameliyatlar ülkemizde yaklaşık 10 yıldır yapılmakta ancak uyanık akciğer kanseri ameliyatları 3-4 yıldır yapılıyor. Ameliyatın ilk başlarında hastalar sessizliğini koruyor ama sonrasında genelde şarkı türkü mırıldanıyorlar. Ameliyat sonrası sesleri daha neşeli oluyor. Bazen hastalarımız hiç konuşmasa da bazen çok konuşan hastalarımız, ailevi durumlarından bahsedenler oluyor."
Ameliyatların yaklaşık 1 saat sürdüğüne dikkati çeken Derdiyok, ameliyatı yaptıkları hastaların çoğunun Avrupa'dan geldiğini, Türkiye'de yaşayanların da böyle bir yöntem olduğunu bilmelerini istediğini sözlerine ekledi.