Değişimlere ayak uydurmak için yaşadığımız anı durdurmalı, fark etmeli,bir hesap kitap tutmalı. Maddi kaygılarımız kadar manevi durumumuzu da hizaya almak gerekir.


Yaşıyorum ama nasıl? Beni mutsuz eden sebepler ne? Veyahut ne yapmam gerekir? Yaşıyorum ama yaşamımı bana özel kılmak için yapmam gerekenler ne? Ne kadarını yaptım ve limitlerim nelerdir? Bu soruları sorduğumuzda genelde sormaktan kaçınırız çünkü kendimizden alacağımız cevaptan korkarız. Bazen bir buz kalıbı gibi durdururuz yaşamlarımızı. Nice kıyılara ulaşacak suyu bereketli kaynağından, beynimizden uzaklaştırırız. Ömrü sınırsız farz edip beklemeye almamız ne kadar akıllıca? Manevi faturalarımızı ne aralıkla masamızın üzerine yayıp hesap kitap yaptık en son?
Miskinlikten bürüyen tembellik ağlarını silkeleyip, ömrün bir bahar gibi esip geçtiğini, gençliğin bu baharda açan çiçekler gibi geçici olan güzelliğini kabullendik mi? Zaman ayırmak istediklerimizi öteleyip sonrasında yaşanan pişmanlığın yaşattığı depremi ne kadar zamanda tamir etmeyi umduk? Hatalara hayıflanmak yerine ders alıp yaşamaya kaldığımız yerden devam etseydik veya kaybettiğimiz zamanları hesaplamak yerine kabuk bağlamasına izin verseydik, o anları da ziyan kısmına koymazdık. Yada yaşamın tüm renklerini görecek kadar sahiplensek yaşamı belki daha kolay olur yaşamımıza şifrelenen tarzımız. Görüntüye aldanıp kökleri kurumaya bıraktığımızdan bu arayışımız.
Kaç kere gönül aynasına bakıp, çekidüzen verdik yaşamlara? Kaç kere ruhumuzdaki aynaların tozunu silip, ben yaşadıklarımdan ne pay biçmeliyim diye sorduk? Kolay olan yargılamaktı, kolay olan bir şeyleri değiştirmek yerine kabullenip üstünü örtmekti zaten.
Umudumu yitirdiğimde, doğruluk ve sevgi yolunun tarih boyunca daima kazandığını hatırlarım. Zorbalar ve katiller hep vardır ve bir süre için yenilmez görünebilirler. Ama sonunda daima yenilirler. Daima…!
Sonra değiştirebildiğimiz ne varsa değiştirmeye devam etmekten vazgeçmemeye çalışırız. Değişimin kendisinden korkmamız da bu yüzdendir. Korkaklığın ve miskinliğin en sevmediği şeydir değişim. Elbette içinde sevgiden ve dürüstlükten kökleşen değişimler. Değişen her şey büyür, denemek ve yanılmak kökleri diplere çeker, dipten beslenen bitki, suyu daha da iyi özümser. Değişim yolculuğuna oturduğunuzda kendinizde hiç fark etmediğiniz yönleriniz ile tanışmak eğlenceli olacaktır. Bu yolculuğa çıkmadan önce gönül gözünüzle kendinize bir ayna tutup eksik veya fazlalıklarınızı bilmek en iyisi olacaktır. Kabullenmek bu yolculuğun biletidir...