Çevresinde ruhu yoksunlukla kaplanmış insanlardan olanlar ve dert yananlar kulak verin içinizdeki sese.

Biliyorum en çok söylediğiniz sitem cümlesi neden insanlar böyle? Beni mi buluyor bu insanlar? Ben ince düşündükçe, sınanıyor muyum kaba davranışlarla? Bu sesler deli olduğumuzu göstermiyor; aksine sınavın tam ama tam ortasındayız. Ne kadar ince düşünürsek, iyi davranırsak insanlara, karşılığında zıt tavırlar ile yüzleşmek zorunda kalıyoruz.Aman insanlar incinmesin diye kuşandığımız iyilik davranışlarımız karşılığında saf olduğumuz gerçeğine itiliyor. Kalbimizin defalarca kırıldığı, sürekli tekrarlanan nezaket dışı hareketlere maruz kalıyoruz.
Ben ben olayım dikkat edeyim, siz siz olun dikkat edin neye mi? İnsanlardan iyilik bekliyorsanız davranışlarınızın özünün iyi olması gerekir, karşı tarafa ilettiğimiz izlenimdir hayatımıza düşen gölgeler. Örneğin yardımlaşma ruhu taşıyorsanız yardım görürsünüz, örneğin kapınız açıksa misafire, kapılar açılır her an size. Örneğin hatır soruyorsanız hatrınız sorulur. Örneğin sohbet açıyorsanız size güzel muhabbet ortamları sunulur. Karşılıklı mı demeyin bu işler. Gönül ancak kapısını vuranlara aralanır. Kapının önünde sessizce duruyorsanız sizi kimsenin farketmesini beklemeyin. Ama baktınız iyiliğiniz karşılığında hala değişmeyen sert kabuklu, iletişime kapalı insanlar var, durmayın yolunuza bakın.. Moralimizi bozacak insanlara ayıracak vaktimiz pek yok hayatta.
Üzgünüm ama vaktimiz bol kalacak çünkü ; vakti kıymetli kılacak insanda çok yok bu hayatta. Bu sorgulamaya itecek zamanlar olsa keşke ama çoğu zaman kendimi yenilemek zorunda kalıyorum iyi niyet konusunda. ve çoğu zaman ince ve zarif davranışlar insanların anlayışsızlığı yüzünden inceldiği yerden kopacak raddeye ulaşıyor. Empati eksikliği yada herkesin kendini kayırması bir sürü sebep sıralanabilir. Bazen insan sizde ki yükü kısacık bir an olsun alacak ince düşünceli insanlar görmek istiyor. Sonuç ;bir şey değişmedi her şey aynı.Değişen daha da kalınlaşan güven duvarlarım.