Hayallere yön verirken,bir bir sıralarken nasıl da cömert davranırız.
Uçsuz bucaksız gökyüzü gibidir hayallerimiz o kadar ölçüsüz ve canlı.Kendimize her meziyeti katmaya çalışırken,her erdemden pay çıkartırken ne kadar cesuruzdur.
Etrafımızdaki insanlardan istediklerimiz karşısında, kendimize dönüp bakar mıyız?Mükemmellik mümkün müdür?Değilse eğer hayallerimiz bize mükemmel olmayı öğretmedi mi?
Hep güzeli,iyiliği isterken, iniş çıkışların olacağını düşünmez miyiz?Her güneşin ardırdan,kara bulutları;yeşilliğin ardından mat kahveyi;her doğumun ardından ölümü..
Hayal kırıklığına uğradığımız an,aslında bizlerin düşüncesi,hayali, ölçüsünü bilememiştir.Bilmiyoruzdur hayat tek yönlü yaşanmaz,hep istediğimiz gibi olmaz.Çevremize gücenirken aslında onlardan beklediklerimiz ile aldıklarımız zıtlaşır.Birine kızdığımızda hep ben merkezli yaklaşırız.Oysa hayat, bizler,sizlerdir.
Aslında biz de mükemmel değilizdir,mükemmellik en büyük hayaldir.
Hayal kadar gizemli,hayal kadar sana bağlı olan bu hayata neden kırgınlıklar hakim olsun.Hayallere,gerçeklere sığdıramayacak kadar güzellik,hoşgörü varken.Beklentilerimiz,bizden beklenenler ,bizler içindir..
Bizi düşünürken,bizi biz yapanları unutmamak dileğiyle...