Ellerini birbirine kenetlemiş heyecanla bekliyordu.Aralıksız titrettiği bacakları,bir noktaya odaklanan gözleri tedirginliğini belli ediyordu.
Sanki dakikalar saat gibi ilerliyordu.Heyecan ve tedirgin duygular karmaşası yüzüne komik ve telaşlı bir ifade bürümüştü.Hastane kokusu burnunu yaktı.Hastanelerin kendine has bir kokusu olurdu,ürkütücü bir beyazlık sergileyen koridor ,içindeki korkuları acımasızca destekliyordu.Bin yıldır burda bekliyormuş gibi hissetti.Koridordan geçen sağa sola savrulan adımları görüyordu,ama sahiplerini merak edip kafasını kaldırmıyordu.Tereddütün zamana yayılmasını kalbine saplanan endişe sızısı ile yaşıyordu.Düşünceleri son sürat zihninden geçiriyor.Birbiriyle alakasız anılarını sırayla sahneliyordu kafasında.Gözleri odaklandığı yerden yavaş yavaş sıyrıldı.Ayağa kalktı,koridorda biraz mesafe aldıktan sonra cam kenarında durup, dışarıyı izlemeye daldı.Kasvetli bir hava vardı,sanki ruhuna uyum olsun diye.Cam pervazlarından yağmur suları sızıyor,kalbinin atışlarını izliyordu sanki.Yalnız gelmek istemişti hastaneye.Yakınlarını bu sıkıcı bekleyişe mahkum etmek istememişti.Annesinin yüreğini sıkıştırmak istemezdi ya.Babasının hep koruduğu sağlam duruşun nasıl temelden sarsıldığını gösteren bakışlarını.Ya da eşinin endişeden kemirdiği dudaklarını ve stresle güzel cümleler kurma telaşını.Çok kısa zamanda ve beklenmedik bir halde kendini bulmuştu bu hastalığın pençesinde.Sinsi sinsi ilerlediğini nerden farkedecekti ki?Doktorları ve hastaneleri hep soğuk bulmuştu.Kolay kolay kapısından içeri girmezdi bu soğuk binaların.Ama belirtiler onu zorlayıp artık sinsilikten vazgeçince bu bekleyişlere alışmaya başlamıştı.Bir sürü kontrol ve tahliller zincirinde korkularını yenmişti.Yenemediği tek şey içinde hergeçen gün büyüyen korkusu idi.Bu kıskacın içerisine girmeden önce hayatın bu kadar kıymetli olduğunu farkedememişti.Farkettiği çok an olmuştu belki ama hayatın telaşı içerisinde mutlu olunacak bir çok şeyi atlamıştı.Şimdi ne hırs yaptığı çalışma hayatı aklına geliyordu ne de takıldığı küçük detaylar.Sağlık olmadan her şeyin değerini yitirdiğini çok iyi anlamıştı.Kuşkuları ve yaşam isteğinin çarpıştığı zihni yormuştu onu.Düşüncelerinden sıyrılıp,içini kaplayan yaşam azminin huzuru ile arkasından seslenen sesi takip etti.Doktorla görüşmesi bitmişti.Görüşmeye başlarken tane tane cümleleri hatırlıyordu ama kanser kelimesini duyduktan sonra artık işitmiyordu,sesler çalınıyordu kulağına ama seçemiyordu cümleleri.Dünyası bir kelimenin etrafında dönmeye başlamıştı.Hisleri donmuştu.Bu buzu kırıcak şey azmi ve umudu olacaktı bunu biliyordu.İçini kaplayan üzüntü,zonkluyordu beyninde.Bundan sonra başlıyordu mücadelesi.Artık umudu besleyecek ve yeniden doğacaktı aylar sonra.İnancı tamdı ve inandığı sürece üstesinden gelecekti bundan emindi.Endişe,sıkıntı hislerini bekleyişten çıkarmıştı artık.Her dakikasını kıymetini anlayacak şekilde yaşayacağı hayatı ,tekrar kazanmak için savaşı başlatmıştı.Bu savaş karamsarlığa ve ve hastalığa idi.Kanser kelimesi hayatı idrak edebilmesini sağlamıştı.Sağlığın önemini...
Kapıdan çıkarken tüm sıkıntılarını attı.Artık inancı ile besleyeceği bir mücadele başlıyordu.Kendisine inanarak,çevresine bu inancı güç olarak verebilecekti.Şimdi uzaktan duyup,yabancısı olduğu bu hastalığı ve bu hastalıkla mücadele edenleri çok daha iyi anlamaya başlamıştı.Kanserle mücadele ederken,hayata daha bilinçli sıkı sıkı sarılacaktı.Hayat böyle bir şeydi.
Dışarı çıktığında yağmur artık kasveti anımsatmıyordu ona bereketle tabiatı besliyordu.Yaşamın soluğunu içine çekti.Islanmaktan çekinmeden yavaş yavaş evine yöneldi.Yaşam sevincini deva bilerek...