Uzun süredir Suriye üzerinde düşüncelerimi paylaşıyorum.

Düşüncelerimin dayandığı ana fikir, Türk Milletinin ve Türk devletinin çıkarlarını önceleyecek fikirler üretmektir.

ABD ve diğer emperyalist devletlerin Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) adım adım gerçekleşmektedir.

ABD’nin ilk adımı aslında İran’a molla rejimini getirme olmuş ve İran – Irak’ı savaşa sürüklemiştir. Hemen ardından da Saddam’a yol verip onun Halepçe katliamını gerçekleştirmesini, Kuveyt’e saldırmasını sağlamıştır. 

Saddam, Ortadoğu’da ABD’nin istediği ve aradığı ortamı sağlamıştır.

ABD 1990 yılında Birinci Körfez Harekâtı ile Saddam’ı ve Irak halkını ağır şekilde cezalandırıp milyarlarca dolar cezaya çarptırdıktan sonra, Ortadoğu’da kullanacağı aparat örgütü keşfetmiş ve Kürtlere el atarak onları eğitmeye, silahlandırmaya ve adeta bir devlet kurduracak şekilde organize etmeye başlamıştır.

2003 yılında ikinci körfez harekatı ile Saddam’ı iktidardan indirilip idam ettirirken, Irak ikiye bölünmüşKürtlere de Kuzeye Irak’ı bağışlamıştır. 

ABD’nin  Kürtleri Talibanlaştırarak  Ortadoğu’da kullanmaya başlaması ile birlikte BOP’de aktif olarak uygulanmaya geçirilmiş, Ortadoğu’da ve Kuzey Afrika’da tamamen ABD yanlısı liderleri iktidara getirebilmek için düğmeye basılmıştır.

ABD, Arap Baharı ile Kuzey Afrika’yı ve Mısır’ı dizayn ederken, Donald Trump ile Körfez ülkelerini milyarlarca dolar haraca bağlanmış, bazı ülkelere  zorla silah satışları gerçekleştirmiş, Arap ülkelerine İsrail’le işbirliğini zorunlu kılmış ve anlaşmalar yaptırmıştır.

Ama aynı zamanda çok enteresandır k;i ABD’li Kürtlere ve İsrail’e asla zarar vermeyen IŞİD ve DEAŞ örgütleri, bir anda yerden biter gibi ortaya çıkmış, Suriye’de Kürtlere toprak kazandırırken, ABD’ye Suriye’ye müdahale edecek ortamı hazırlamışlardır.

ABD, Kürtleri Akdeniz’e bağlayacak bir devlet kurmaya çalışsa da Türkiye’nin direnci ile karşılaşarak istediği amaca ulaşamamıştır.

ABD, Suriye’de Rusya’yı pasifize etmek için Ukrayna-Rusya savaşını çıkartarak Rusya’yı askeri yönden zayıflatırken İsrail’i Filistin’e Lübnan’a ve Suriye’ye saldırtmış,

İran’ın Suriye ve Lübnan’daki varlığına ağır darbeler vururken İran’ın desteklediği örgütlerin liderlerini birer birer ortadan kaldırdılar.

ABD, tıpkı IŞİD gibi HTŞ’yi Suriye’de harekete geçirerek Suriye Devletinin parçalanmasını sağlamayı başarmıştır.

Olasılıkla Suriye birkaç etnik ve dini bölgelere ayrılacaktır.

Suriye’de en büyük pay Kürtlere verilirken, Suriye Arapları Şam-Laskiye bölgesinde dar bir alana sıkıştırılacak güneyde Dürziler için  bir bölge tahsis edilirken Suriye’nin ikinci kalabalık nüfusu Türkmenler bizim Misak-ı Milli sınırlarımız  içinde kalan Suriye’nin kuzeyindeki M5- M-4   karayolu arasında kalan dar bir alanda Suriyeli Araplarla birlikte bu bölge Türkiye garantörlüğünde varlıklarını koruyacaklardır.

Ancak Kürtler bu saatten sonra her Suriyeli Arap için açık bir düşmandır. Suriyeli Araplar, Kürtleri ülkelerini işgal eden işgalci , ABD’nin kuklası baş düşmanı konumuna getireceklerdir.

İsrail, Suriye’den toprak alarak ülkesini doğuya doğru büyütürken, BOP Suriye’de hedefine ulaşmış olacaktır.

Türk Milleti şunu unutmamalıdır. 

Suriye’de başlayacak olan iç savaş önümüzdeki on belki de on beş yıl daha devam ederken en zavallı duruma düşecek kesim Suriyeli Araplar olacaktır.

Düşen Suriye’yi ve sahipsiz Suriyeli Arapları ayağa kaldıracak devlet yine Türk devletidir Türk insanıdır.

Bu saatten sonra  Türk siyasileri, Türk Devleti ve Türk Milleti aşırı derecede dikkatli olmak zorundadır.

ABD olasılıkla önümüzdeki yıllar içerinde ya İran içindeki Türkmenleri ve Kürtleri ayaklandırıp İran’ı parçalayacak veya Türkiye’deki etnik ayrılıkçı Kürtçülere el atıp onlar üzerinden Türkiye’de bir iç savaşa neden olmaya çalışacaktır.

Türk devletini yöneten devlet adamları ve siyasiler yarından tezi yok Türkiye içerisinde PKK’ya destek veren, kaynak aktaran, eleman sağlayan, kol kanat geren her şahıs, her STÖ veya siyasal yapıların derhal üstüne gitmeli, mallarına el koymak ve vatandaşlıktan çıkarmakta dahil en ağır cezai müeyyidelerin hukuki alt yapısını düzenlemeli ve  acilen hayata geçirmelidir.

Oy kaygısı ile hareket eden her siyasi partinin, etnik Kürtçülük peşindeki partilere gösterdiği hoşgörü ve dayanışma Türk vatanına yapılmış en büyük kötülük, Mehmetçiğe sıkılacak bir kurşuna sebebiyet verecek ve en nihayetinde ABD emperyalizmine Türkiye’yi kurban etmiş olacaktır.

Türk halkı ve Türk siyasileri şunu açık açık idrak etmelidir. 

Irak’ta Suriye’de ABD’nin desteklediği Kürtlerin oynadığı rol bellidir. 

Hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki Türkiye’de ayrılıkçılık peşinde koşan etnik bölücü Kürtçüler de ABD’nin maşası olarak devletimize ve milletimize saldırmaktan geri durmayacaktır.

Bizim Türkiye olarak en büyük avantajımız vatansever Kürtlerin ve Türklerin yüzlerce yıldır et tırnak olduklarının farkında olmalarıdır. 

Hiç kimse unutmasın ki; bu kardeşlik bağlarını kuvvetlendirecek olan en başta siyasilerin ve devlet adamlarının işidir.

Aydınların ve sanatçıların işidir.

Bu durumu herkes akında tutmalıdır.