DEM Politikalarının Bedelini Türk Milleti Ödüyor!

Doğu ve güneydoğu illerimizde adeta bağımsızlığını ilan eder gibi söylem ve eylemlerde bulunan, devleti işgalci gösteren, her fırsat bulduğunda devleti ve devlet güçlerini zorda bırakmaya çalışan DEM'lilerin söylem ve eylemlerine hoşgörü ile bakamam. Çünkü DEM politikalarına destek vermenin ceremesini sürekli olarak Türk Milleti çekmekte ve ödemektedir. 

Bu partinin ve destekçilerinin doğu ve güneydoğu illerinde yaptıkları eylemlerin aynısını batı illerinde de organizeli şekilde düzenlemesi gün geçtikçe daha da artmakta ve gittikçe sivil itaatsizliğe dönüşmektedir. Bu durum kabul edilemez ve edilmemelidir de.

DEM ve benzeri partilerin kültürel ve etnik ayrışma faaliyetlerinin kimseye faydası olmadığını elbette ki DEM Parti yöneticileri de bilmektedir. 

Siyasal iradesi başa ellere teslim ve maddi desteği yurt dışından alan yıkıcı bölücü terörist ayrılıkçı eylemlerin bu ülkede kimseye faydası yoktur. 

DEM ve benzerlerinin Türk Milletine ve devlet düzenine yönelik eylem ve söylemlerini bilinçli olarak geliştirdikleri malumun ilanından öte bir şey değildir. 

DEM siyasetçileri toplumu derin bir sosyolojik ve psikolojik uçuruma sürüklemektedir.

DEM Partililerin yapıp ettikleri Türk Milletinin bilinç altında, oldukça öfkeli ve kaygı dolu davranış kalıplarını şekillendirmekte ve sosyolojik bağlamda ağır bedeller ödetecek ayrışmalara ve halkı birbirine karşı  ötekileştirmeye zorlamaktadır.

Benim şaşırdığım şey ise; her türlü yasal yetki varken yargımızın bu berbat duruma yasal müdahalelilerinin çok ağır işlemesi veya hiç işlememesidir. 

Diğer şaşırdığım şey ise; DEM’gillerin  hallerini bil bile bu partiden istifade etmeye çalışan diğer siyasal partilerin acınası halleridir.

DEM ve benzeri partilerin seçmen tabanından yerel seçimlerde oy alamama kaygısına kapılan diğer partilerin DEM ve benzeri partilerle inorganik şekilde de olsa ilişkilerini sürdürme gayretleridir.

Daha öncede yazdım. 

Türkiye’de ne yaptığını bilen partiler vardır ve bu partiler siyasal hedeflerine ulaşmak için oldukça cesur ve atak söylem ve eylemlerini geliştirmekte, hayata geçirmektedir. 

Bir de AKP gerçeği vardır. 

AKP, tam bir lider partisi özelliğinde; tüm teşkilatlarıyla, parti yöneticileriyle veya bu partinin elmanı olmayı kabul edenlerce AKP başkanının isteklerine uygun olarak söylem ve icraatlar sergilemektedir. 

Türk siyasal partilerini kategorize etmek gerekirse;

Türk siyasetinde iki türlü siyasi parti vardır. 

Desteğe muhtaç partiler ve diğer partileri yöneten partiler. 

Şimdi durup düşünelim. 

Türkiye’de hangi partiler desteğe muhtaç partilerdir hangileri diğer partileri yöneten partilerdir.

İsterseniz bir iki ip ucu vereyim.

Diğer partileri yöneten parti kategorisinde AKP,

Yardıma ihtiyaç duyan partileri kendi lehine kullanan parti ise DEM Partidir

Ha bir de hobi partileri vardır.

Hobi partilerin liderleri; kendilerini meşgul etmek, mühim insan muamelesi görmek ve bol bol kitap yazıp satmak için toplumda karşılığı olmayan partilerini ayakta tutarlar.

Kitap yazıp satmak deyince aklıma geldi emekli general İlker Başbuğ geldi.

Eski bir genel kurmay başkanı olarak olur olmaz her konuda fikir beyan eden, bol bol kitap yazıp satan İlker Başbuğ beyefendinin teğmenler meselesinde laf ettiğini duydunuz mu?

Ben duymadım.

Laf etmez. Niye etsin ki?

Mis gibi Uğur Dündar’ıyla da bol bol program da yapıyorken niye pişmiş aşına su katsın ki?

SON NOT: 

Bugün 24 Kasım öğretmenler günü. 

Bu vesileyle tüm öğretmenlerimizin öğretmenler günü kutlu olsun. 

Öğretmenlerimizin kadir kıymetini bilmediğimiz sürece başımız beladan kurtulmayacaktır.