Yeni haftanın ilk gününe dair önemli gelişmeleri sizler için özetledim…

Yeni Anayasa

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2024-2025 yasama yılının açılışında tarihten ve dini kaynaklardan referanslar vererek yargının ve elbette ki adaletin önemine değindikten sonra konuyu yeni anayasaya getirmiş. Ve demiştir ki;

"Türkiye'nin darbe mahsulü olan mevcut anayasadan kurtulma vaktinin çoktan geldiği kanaatindeyiz. Bu sürecin her adımında milletimizin muazzez iradesi yegâne rehberimiz olacaktır. Hep birlikte hiçbir ayrım gözetmeksizin ortak değerlerimiz etrafında kenetlenerek ülkemizi geleceğe taşıyacak bir anayasa hazırlayacağız. Parti, Cumhur İttifakı ve yürütme olarak biz bu konuda samimiyiz, kararlıyız. Millî iradenin temsilcisi olarak yasama çatısı altında bulunan diğer siyasi partilerin de aynı hüsnüniyeti sergilemelerini temenni ediyoruz.”

Yani özellikle MHP’nin de “evet” diyeceği yeni bir anayasayı hayata geçirmeye kararlı gözüküyor. 

Cumhur ittifakının güçlü küçük ortağı MHP lideri Bahçeli’nin “Türkiye milleti” dediği bir vakıayken, 

Tam da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni anaysa konusuna şöyle üstün körü değindiği ama içeriğine hiç değinmediği bir günde HÜDAPAR genel merkezi internet sayfasında sür manşete çekerek “Anayasa’ya değiştirilemez maddeler eklemek, gelecek nesillerin iradesini yok saymak anlamına gelir” demesi sadece bir ön almak demek değil midir?

Olasılıkla Kılıçdaroğlu’nun meclise taşıdığı Deva ve Gelecek Partileri, DEM’liler ve hatta CHP içindeki DEM sevdalıları da büyük olasılıkla “Erdoğan Anayasa”sına evet diyecektir.

Anayasaya göre değiştirilemez ve değiştirilmesi bile teklif edilemez maddeler değiştirilmeye kalkışılırsa sonuç ne olacak?

Mevcut anayasaya göre anayasanın ilk dört maddesini değiştirmek ve değişmesini teklif etmek bile anayasal bir suçken bu durum nasıl halledilecek?

Devletin yargısı ve anayasa mahkemesi ne tepki verecek?

Ama süreç eski anayasayı olduğu gibi çöpe atarak AKP’li Yazıcı’nın da dediği gibi ilk maddeden son maddeye yeni bir anayasa hazırlanmaya kalkışılırsa olasılıkla da MHP lideri çok daha önceden devreye girecektir. Devlet bahçeli anayasa mahkemesi için e ne demişti?

“Anayasa Mahkemesi milli güvenlik sorunudur, ya kapatılmalı ya da yapılandırılmalıdır.”

Sıfırdan yeni anayasa demek yeni bir devlet kurmak demektir.

Hele de anayasanın değişmez maddeleri değiştirilirse yeni kurulacak devlet artık Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti olmayacak, AKP, MHP, HÜDAPAR, GELECEK ve DEVA, DEM ve bir kısım CHP’lilerin istediği bir devlet kurulacaktır diye düşünüp değerlendiriyorum.
Çünkü okullardan andımızın kaldırılması, TC ibaresinin kaldırılması, Türk yerine “Türkiyeli”, Türk Milleti   yerine “Türkiye Milleti” söylemleri boşuna değildir. 
Anayasadan Türklük çıkarıldığı veya başka isimler eklendiği hiçbir kanunun ve kurumun başında Türk adı geçmeyecektir. 
Mesela; Türk Silahlı Kuvvetleri değil Türkiye Silahlı Kuvvetleri olarak isimlendirilmesi kuvvetle muhtemeldir. 

Türkiye BRICS’e başvurmuş.

Hepimiz biliyoruz ki Türkiye 1960’lı yıllardan bu yana AB’ye üye olmak için çırpınıp duruyor. 

Avrupalı bizi ekonomik anlaşmalarla kendine bağlarken AB kapısında içeri de sokmuyor. Olasılıkla da bizi AB üyesi yapmayacaklardır.

Dünya, ABD ve Avrupa’nın ekonomik baskı ve ambargolarından bıktı usandı.   

Bu nedenle Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika ABD'nin ekonomik tekelini ve baskısını karşı BRICS bir örgüt okurdu. İran, BAE, Etiyopya ve Mısır gruba üye oldu ve daha başka olacaklar da var. 

Bugün medyaya düşen haberlere göre Türkiye bu örgüte tam üyelik için başvurmuş.

Bence son derece isabetli bir karar. 

2024 yılı mezunu Teğmenler meselesi

30 Ağustos’ta kara Deniz ve hava harp okullarından üç kızımız devrelerinin birincisi olarak mezun oldular ve teğmen rütbesini taktılar.

Eski bir Harbiyeli olarak o mezuniyet  havasını, okul birincisine duyulan saygıyı bilirim. 

Şuna herkes emin olsun ki 2024 yılında teğmen çıkan binlerce subayın gözü kulağı devre birincilerindedir. 

Devre birincileri mutlaka başarılı olur, kurmay olur, general olur kuvvet komutanı veya genelkurmay başkanı olur. 

Tabi ki liyakate değer verilirse. Okul birincileri büyük bir hata yapmazsa.

İşte bu teğmenlerden biri olan gözleri çakmak çakmak  güzeller güzeli Teğmen Ebru Eroğlu remi törenler bitince sn defa arkadaşlarıyla bir arada olmanın heyecanıyla devre arkadaşlarına subaylık andını tekrar ettirdi. 

Subaylık andı, Türk subayının devletini, milletini, vatanını ve cumhuriyetini korumak üzere ettiği bir yemindir.

“Ant içeriz ki laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına, ülkenin bölünmez bütünlüğüne, yüce Türk ulusunun namus ve şerefine, aziz vatanın bir karış toprağına uzanacak eller karşısında bizi bulacak ve kılıçlarımız daima keskin ve hazır olacaktır. Bizler Türk istikbalinin evlatlarıyız. Şerefimizle doğduk, şerefimizle yaşayacağız. Ne mutlu Türküm diyene!”

 Vay efendim sen misin bu yemini 2024 mezunu teğmenlere okutan. AKP’ye yalakalıkta sınır tanımayan bir cümle yazar çizer bu gencecik göz bebeklerimize demediklerini bırakmadılar. Hakaretin biri bin para.

Ayıptır günahtır.

Genç teğmenlerin ettiği yeminden kim neden rahatsız olur ki?

Sağında soluna iktidarında muhalefetine herkes teğmenler üzerinden kendi taraftarına mesaj vermeye kalkıyor.

22 yıldır iktidarı sandıkta yenemeyenler teğmenler üzerinden siyaset yapmasın. Ayıptır.

Bu arada AKP’de yıllarca bakanlık yapmış ve hala da milletvekili olan Mustafa Varank beyin X’de bu konuda yazdıklarına bakınca dehşete kapıldım. 

Bu konuya girmeden önce şu konuya açıklık getirmek lazım.

Teğmenlerimizin kılıçlarını göğe kaldırıp ettiği yemin hiçbir siyasi partiye karşı değildir.  

Herkes emin olsun ki teğmenlerin kendi aralarında yaptığı bu biraz da anısal özellik taşıyan yemin  kesinlikle siyasal yanı yoktur. Eminim ki Teğmenler apolitik bir anlayıştadırlar.

Bakın Sayın Varank ne diyor;
“CHP'nin boyasını azıcık kazıyınca vesayetin doğuşunun özlem hemen ortaya çıkıyor. Lafı hiç eğip bükülmeye gerek yok; Askerlik kurumu kural ve disiplin gerektirir. İçeriği ne olursa olsun, üniforma verilen kişiye slogan atılamaz, korsanlık yemini töreni düzenlenemez! Bu ülkede kimse "Trikopis'in askeri" olacak kadar alçalmaz ama siz, Kahraman askerlerimizin "Mustafa Kemal'in itleri" yaparak saldıranlarla kola girecek kadar iki yüzlü olduğunuza kadar. Kaç haftada yaşanan eski Türkiye oranlarının hamiliğine soyunan CHP'nin bağışı iyi bilsin ki; Türkiye'yi vesayetçi günlerine geri döndürmeye çalışanlarla da Cumhurbaşkanlarımıza hakaret edenlere kol kanat gerenlerle de ona oy verenlere "gerizekalı" diyenleri onur konuğu bildiğimiz baş tacı edenlerle de her alanda mücadeleye devam ediyor!”
İçeriği ne olursa olsun slogan atamazlar demiş. Ama Sayın Varank biz subaylar kıtalarımızda birlik ruhunu yaratmaya çalışırken özlü sözlerden ve milli ve manevi değerlerden yürüyüş kararı vs saydırırız. 

Mesela

“Her Türk asker doğar”

“Vatan sana canım feda”

“Nu mutlu Türküm diyene”

“Her şey vatan için” 

“Türk Öğün Çalış Güven”

Daha saysam sayarım ama gerek var mı?

“Mustafa Kemalin Askerleriyiz” sözünü de bu manada değerlendirmek varken siyaseten başka manalara çekmenin gereği var mı?

Hele de “korsanlık yemini töreni düzenlenemez” demesi gerçekten beni hayrete düşürdü.

Resmî tören yapılmış. Tören bitmiş. Herkes bir yana dağılıp gidecek. 

Bu teğmenler hayat boyu üniformaları sırtlarındayken bir daha asla toplu olarak yan yana gelemeyecekler. 

Hepsi sınıf okullarına dağılacak. Sonra kıtalara dağılacaklar.

Belki de bir iki yıl içerinde (evlerden uzak olsun) içlerinde şehit olanlar olacak.   Gaziler çıkacak. Terörle mücadelenin ve olası savaşların en önünde Mehmetçikleriyle omuz omuza mücadele edecekler. 

Sonra bu teğmenler durduk yere kılıç kuşanmamışlar ki mezuniyet tören alanında sembolik bir ant içe gerçekleştirmişler.

Kızılay’ın ortasına veya  Taksim’de, Alsancak’ta yahut da bilmem ne şehrinin meydanında korsan gösteri mi yaptılar?

Kara Harp Okulunun 30 Ağustos mezuniyet törenlerinin yapıldığı alanda tören sonrası askerlik ruhlarını kuvvetlendirecek heyecan dolu bir ant içmişler.

Sayın Varank biliyor musunuz? 

Bu çocuklar ölmez sağ kalırlarsa ancak emekli olduktan sonra, yani 2055 yıllarına doğru emekliliklerinde bir araya gelebilecekler. 

Kıtalarda birbirleriyle karşılaşırlarsa, öz kardeşlerine kavuşmuş gibi sevinecekler. 

Çünkü bu çocuklar artık kültür şokuna maruz kalmış, ruhlarına askerlik işlemiş Türk Milletinin yaşaması için ölüme atılacak aslan subaylarımızdır.

CHP ile olan siyasal mücadelenize teğmenleri dahil etmeyiniz. CHP’de sizinle yani iktidarla mücadelesinde teğmenlerin dahil etmesin. 

Yazdıklarımın ne derece doğru olduğunu Hulusi Akar beye, MSB Güler’e ve komutanlara sorabilirsiniz.

Eğer teğmenlerin bu doğal davranışına ve sevincine korsan gösteri diyorsanız biliniz ki sizin anlayışınıza göre biz ömrümüz boyunca kışlamızın içinde askerlerimize bu

türden yürüyüş kararı olacak sözleri söyleterek yıllarca slogan attırmışız demektir.

Hatırlayınız Türk dünyasının ortak sembolü olan ancak yıllardır  MHP’nin kullandığı “bozkurt” işaretin şimdilerde her siyasi lider kullanıyor. Bozkurt işaretini kullanmayanlar sadece yıkıcı ve bölücüler DEM’lilerdir. 

Gerektiğinde Bozkurt işaretini kullanan Erdoğan ülkücü olmayacağına göre “Mustafa Kemalin Askerleriyiz” diyen teğmenlerde ne AKP karşıtıdır, ne de CHP destekçisidir.

Bilmem anlata bildim mi?